29 Ocak 2013 Salı

Scorpions İzmir Konseri ve Tanışma


Konserlerde, yaşadığımı hissediyorum... Beni hayatta en çok mutlu eden şey konserlere gitmek! Ve Scorpions muhteşemdi ! Klişe gibi gelecek belki size ama gittiğim en iyi konserlerden biriydi gerçekten. Size daha  önceki gibi konser ve tanışma anılarımı aktaracağım!
Grubun Türkiye’ye Gelişi
 Bir gün önceden Scorpions’u takibe almıştım. Grup saat öğlen 1 gibi 16 ekim günü İstanbul’a indi.İstanbul’da gezmişler sanırım. Akşam saat 22.30da uçaktalardı. İzmire saat 23.30da indiler. Hava alanından alındıktan sonra otellerine yerleştiler. Rudolf gece 2ye kadar koruma ve şöförlere gitar çalmış. Tabii hiç biri ne kadar şanslı olduklarının farkında değillerdi. Durumdan şikayetçi bile olduklarını söyleyebilirim...Çok ilginç.

Organizasyon Şirketiyle Münakaşa (Bu kısmı okumasanız da olur içimi döktüm )
Sabah 11 gibi İzmir Hilton Oteline gittik.Otel lobisinden grubun otelde kaldığını öğrendikten sonra uzun bekleyiş başladı. Aslında daha önceden organizasyon şirketi Unilife ile yaptığım görüşmeler vardı. Ancak gruptan sorumlu Alican bey, grupla görüşmenin münkün olmadığını ve aynı zamanda grubun hiç bir şekilde röportaj vermediğini de söyledi. Ha bide grup hayranlarıya görüşmek istemiyormuş ve hoşlanmıyorlarmış, çok katılarmış.. (güya). Otelde Alican bey ve korumalarla da karşılaştık. Onu önceden aradığımı söylediğimde ayaklandı..“ Ama ben size söylemiştim...Bir dergiden nasıl gelirsiniz ?Neden geldiniz ? Oteli nasıl buldunuz ?” şeklinde sinirli bir biçimde ard arda sorular sordu. Bana çok ilginç geldi çünkü otelin adı biletin üzerinde bile yazıyordu ,bunu düşünememeleri garip gerçekten...Ve devam etti, başını derde sokacağımı menejerlerinin ve grubun çok ters olduğunu benim burda beklememin onu rahatsız ettiğini sert bir şekilde söyledi.  Ben de burada sadece hayran olarak bulunduğumu,  yanımda basın kartımın bile olmadığını söyleyerek, benim işime karışmaması gerektiğini açıkça belirttim.15 dakika sonra otelin güvenlik müdürü gelip beni uyardı. Otelin statüsünü tehlikeye atıyormuşum.Otelin dışında ne istersem yapabilirmişim veya yandaki loungeda oturabilirmişim. Ben dışarı çıkmayı tercih ettim. Çünkü o sırada birilerinin dışarı çıkacağına dair duyum almıştık. Ben de koruma abilerle samimi oldum. Sağolsunlar çok yardımcı oldular. Şunu çok rahat söyleyebilirim Alican bey yanılmış. En azından bu kadar büyük bir tepki beklemiyordum .Çok hayran gelmiş dışarı çıkarmışlar ve hayranlar da çok iyi ve anlayışlı olduklarından evlerine gitmişler (!) Halbuki ne dışarda hayran gördüm ne de otelin içinde, bir ben vardım bir de annem.
 Korumalardan edindiğim bilgiye göre ,Scorpions grubu her bir üye için ayrı Mercedes marka araba istemiş bu arabaların günlük kirası 750 euro... Arabalar her an hazırdı.Konser sonrasında sahneden inip, konser alanı dışında bekleyen hayranlarına selam verip, aynı arabalara konser sonrasında daha kulise girmeden atlayıp gittiler.

Rudolf Schenker ile Tanışma

Otelin önündeki bekleyiş sonunda saat 1.30 gibi Rudolf Schenker , İnciraltına gitmek üzere otelden çıktı. Ben de yanına koşup ilk önce selam verdim ardından imza istedim . Rudolf beni gördüğüne çok memnun oldu sarıldı teşekkür etti geldiğim için. İmzayı hemen attı . Yoldan geçen bir genç “ Oha Rudolf Schenker ! “ diye bağırıp ayaküstü Rudolf ile fotoğraf çektirdikten sonra yoluna devam etti çok güldük Rudolf ile.. Sonra  ben de Rudolf ile fotoğraf çektirdim. Bize 46 yıldır güzel müzik dinleme şansı verdikleri için teşekkür ettim. O da teşekkür etti ve eşiyle arabaya bindiler. Yarım saat bile geçmeden ,25’lik sevgilisi/eşiyle ,geri döndüler. Otele girerken el sallayıp “ Tekrar merhaba!” dedi. Tabi neden kısa sürede döndüklerini merak edip araştırmaya başladım. Şöföründen aldığım bilgiye göre Rudolf çantasını unutmuş ve geri dönmek istemiş .Onlar da otele geri dönmüşler.


Klaus Meine ve Paweł Mąciwoda İle Tanışma

Uzun  bekleyişten sonra , nihayet, akşam  7.30da tüm grup dışarı çıktı. O sırada yakın arkadaşım Sacha ve kardeşi Stefan da otele geldiler. Hepsi çıkınca sadece yanımıza gelenlerle konuşabildik tabii. Baterist James Kottak ve Matthias Jabs çıktıkları gibi arabalara bindiler. İlk önce Pawel yanıma geldi. “İyi akşamlar !”dedim .”İyi akşamlar tatlım!” dedi.  Pankartımı imzaladı ve teşekkür etti .Ardından fotoğraf çekilmemizin mümkün olup olmadığını sordum,  “Neden olmasın ,hadi gel!” dedi. Fotoğraf çekildik ama makinanın azizliğine uğradık fotoğrafların hepsi kötü çıktı. Hemen sonra, Klaus Meine bizimle konuşmak için durdu.” İzmir'e hoşgeldiniz !” dedim.” Pankarta veya bilete nereye isterseniz bir imza rica ediyorum”dedim. Gülümseyerek imzaladı parkartımı. “Çok güzel ve kibar bir kızsın çok teşekkür ederim.” Dedi. Ben de “Bu akşam bizi bir kasırga gibi sallayacaksınız değil mi ?” diye şarkılarının adını kullanarak iğrenç bir espiri yaptım. Ben bu espiriye gülmezdim ama onun gerçekten çok hoşuna gitti ,kıkırdayarak , “ Hiç şüphen olmasın tabi ki herkesi sallayacağız!” dedi. Almanca teşekkür ettim adamın gözleri parladı.İkimiz de çok mutlu olduk.

Konserden Notlar

Set list şu şekildeydi:
  1. Sting in the Tail 
  2. Make It Real 
  3. Is There Anybody There? 
  4. The Zoo 
  5. Coast to Coast 
  6. Loving You Sunday Morning 
  7. The Best Is Yet to Come 
  8. Send Me an Angel 
  9. Holiday 
  10. Raised on Rock 
  11. Tease Me Please Me 
  12. Hit Between the Eyes 
  13. Kottak Attack 
  14. Blackout 
  15. Six String Sting 
  16. Big City Nights 
  17. Encore:
  1. Still Loving You 
  2. Wind of Change 
  3. Rock You Like a Hurricane
Yaklaşık 1 saat 45 dk sahnede kaldılar ama o kadar kısa sürmüş gibi geldi ki bana! İnanamadım konserin bittiğine! Performansları muhteşemdi .Gruba yaşlı diyenlere inat adeta gençliklerini ilan ettiler sahnede!  "Sting in the Thail" parçasıyla gaz bir giriş yaptılar konsere. Hep bir ağızdan seyirciler olarak parçaya eşlik ettik. “İzmir iyi akşamlar!” diye Türkçe olarak bağırdı Mr. Meine! Alkış kıyamet. Bir de üzerine Türkçe teşekkür etti, mest olduk!Bu arada sahne önündeki seyirciler benden tam not aldılar.Bu seferkiler şarkıları biliyorlardı en azından. Katılım hiç azalmadı diyebilirim.Tanık olduğum hiç bir aşırılık yaşanmadı.Scorpions,sahneye kurulan podyumun en ucuna kadar gelip seyircilere pena dağttı. Her an seyircilerle temastalardı. Eminim hala elini yıkamamış olan çok kişi vardır !
 Rudolf grubun en sıcak kanlı üyesiydi. Konser sırasında resmen poz verdiler seyircilere. Veee Mr. Kottak’ın davul şovu...Kimi zaman platformla ,kimi zaman da vurduğu ritimlerle yükselen Kottak inanılmaz bir şov yaptı. Seyirciyi coşturdukça coşturdu. Sahnede kurulan ekranlara yansıyan görüntülerde onu güzel kadınlarla gördük.Bateri solosunun sonuna doğru ekranda Rudolf Schenker ‘e işkence yapan bir adam vardı. Rudolf’un gözlerinde demir perdeler vardı yara bere içindeydi. Video biter bitmez Rudolf sahneye videodaki demir perdeler ve kafasında sargılarla çıktı. "Blackout" parçasını çalıp seyirciye ses oyunları oynattılar. Konser boyunca kollarımı aşağı indiremedim. "Big City Nights" parçasında bize süpriz yapıp ekrana İzmir yazısı yazdılar. Şarkı bittikten sonra öne gelip selam verdiler ve kulise gittiler. Konserin bittiğini sanıp giden çok insan oldu.   
   Tezahuratları duyup yeniden sahneye çıktılar. Klaus Meine ”Scorpions sizi hala seviyor!” diye bağırdı ve "Still Loving You" parçasına giriş yaptılar. Çoğu insan bu şarkıyı İzmir’de dinlemeyi çok uzun zamandır bekliyordu. Ardından hiç vakit kaybetmeyip "Wind Of Change" parçasına geçtiler. Klaus Meine şarkıda geçen ıslık bölümlerini kendisi çalarak bizi mutlu etti. Son 3 şarkıya katılım çok yüksekti. "Rock You Like A Hurricane" parçasında hepimiz gaza geldik, zıplamalar, hoplamalar… Şarkı bir anda bitti veya bana öyle geldi. Konserin bittiğini konserden sonra bile kabullenemedim .Gerçekten gittiğim en güzel konserlerden biriydi. Sahne arkasına girmeyi planlıyordum , ancak grup sahne arkasına bile geçmeyip direk  arabalara bindi.El sallayarak mekandan ayrıldılar. Bu unutulmaz konserin ardından, ertesi gün otelden 11.30da çıkış yapıp İstanbul’a doğru yola çıktılar.
  
 Şimdilik aktaracaklarım bu kadar bir başka konser ve tanışma yazısında görüşmek dileğiyle hoşçakalın! Çılgın annem Neriman Palamutcu’ya çok teşekkür ederim bu arada , her an yanımdaydı umarım hep de olur! 

Ben

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.