Scorpions’la Tanşma
Scorpionsla tanışmayı uzun zamandır bekliyordum. İzmirde konser vereceklerini duyar duymaz araştırma yapmaya başladım. Unilife’la müzakerelere girdim ancak çabalarım sonuçsuz kaldı. Ben de sponsor olan otellerde kalıp kalmayacaklarını araştırmaya başladım.Hiltonda kalacaklarını öğrendikten sonra otele gibiş çıkış saatlerini bulmak kaldı. Grup ilk önce 16 Ekim günü saat 13.00 sularında İstanbul’a geldi.İstanbulda organizasyon şirketi eşliğinde gezdikten sonra gece saat 22.30da İzmir’e gelmek üzere yola çıktılar. Saat 23.00 sularında hava alanından alınıp otellerine yerleştirildiler. İzmire geldikleri gece gitarist Rudolf Schenker koruma ve şöförlerine bir müzik ziyafeti çekmiş. Gece saat 2 ye kadar onlara gitar çalmış fakat koruma arkadaşların anlattığı kadarıyla pek hoşnut olmamışlar. Tercih ve tarz meselesi sonuçta ama “Ne kadar şanslı olduğunuzun farkında mısınız? Abi yapmayın Rudolf Schenker gitar çalmış size özel !” diye tepki vermekten kendimi alamadım . Onlar da güldüler .
Ben sabah 11 gibi otele gittim. Otel lobisinden grubun orada kaldığını doğruladım. Beklemeye başladım. Gruptan sorumlu Alican bey beni farketti neden beklediğimi sordu. Daha önce konuştuğumuzu röportaj yapmak istediğimi ama kendisinin onaylamadığını belirttim.Ayaklanıp bana doğru geldi .Başını derde sokacağımı ne hakla burada bulunduğumu sordu.Sadece grubun hayranı olduğumu söyledim. Bana karışamayacağını belirttim. Bu arada tek bekleyen bendim. Kraldan çok kralcı olmasının bir alemi yoktu istese bire bir görüşme bile ayarlardı.
Bekleyişime otelin dışında devam etmeye karar verdim. Beklediğime değdi ve saat 1.30 gibi Rudolf Schenker 25lik sevgilisiyle otelden çıktı. Şöförlerinden aldığım bilgiye göre İnciraltı’na gideceklermiş. Rudolf’un yanına gittim . İlk önce selamlaştık sonra “Hoşgeldiniz iyi ki geldiniz! “ dedim çok mutlu oldu teşekkür etti .” İmza verebilir misi..” cümlemi bitiremeden hemen biletimi ve elimdeki Scorpions afişimi imzaladı. Çok istekliydi. O sırada yoldan geçen bir genç “Oha Rudolf Schenker ! “ diye bağırıp koşup ayaküstü fotoğraf çektirip imza alıp yoluna devam etti. Rudolf ile gülmekten kendimizi alamadık. Ben de fotoğraf çektirmemizin mümkün olup olmayacağını sordum. “Tabiki neden olmasın gel hadi !” dedi ve fotoğraf çektirdik ardından ,bize 46 yıldır güzel müzik dinleme şansı verdikleri için ona teşekkür ettim. O da teşekkür etti ve eşiyle arabaya bindiler. Yarım saat bile geçmeden geri döndüler. Otele girerken el salladı “Tekrar merhaba !” dedi. Ben de el salladım. Bu durum beni meraklandırmıştı. Neden bu kadar erken dönmüşlerdi? Araştırmaya başladım. Gidip şöförüne sordum. Rudolf içinde önemli eşyalarının bulunduğu çantasını unutmuş ve otele geri dönmek istemiş.
Saat 1.30dan saat akşam 19.00’a kadar olab bekleyiş sonunda grubun konser alanına gitmek üzere otelden ayrılacağı haberi geldi. Otelin kapısının önüne günlük kirası 750 Euro olan kiralık Mercedes marka arabalar sıraya dizildi. O sırada grubun menejeri dışarı çıktı. “Siz hayranları mısınız grubun ?” dedi. Ben de ona doğru bir adım atıp “Evet bakın “ deyip biletimi gösterdim. Menejer benden tırstı halbuki bir kaç saat önce lobide karşısında oturuyordum. Bilete baktı gülümsedi .” Kim imzaladı ?” diye sordu. “Mr. Rudolf Schenker.” Dedim . “Buradan ayrılma birazdan dışarı çıkacaklar .“ dedi ve içeri girdi. 5 dakika sonra tekrar dışarı çıkıp korumaya beni gösterip engellememesini rica etti gülümsedi.
Sonunda Paweł Mąciwoda görüldü. Hemen yanına gittim. “İyi akşamlar !” dedim. “İyi akşamlar tatlım!” dedi.Posterimi açıp imzalattım. Ardından otele sonradan gelen arkadaşlarımı tanıttım. Onlar da imza aldılar. Daha sonra fotoğraf çekilmemizin mümkün olup olmadığını sordum “Tabii neden olmasın?” dedi. Fotoğraf çekilirken “ Bi dakika “ deyip gözlüklerini taktı. “Gözlüksüz de çok hoşsunuz .“dedim . Güldü teşekkür etti. Fotoğraf çekildik. Ardından Klaus Meine dışarı çıktı. ” İzmire hoşgeldiniz !” dedim.” Pankarta veya bilete nereye isterseniz bir imza rica ediyorum” dedim. Gülümseyerek imzaladı parkartımı. “Çok güzel ve kibarsın çok teşekkür ederim.” Dedi. Ben de “Bu akşam bizi bir kasırga gibi sallayacaksınız değil mi ?” diye şarkılarının adını kullanarak iğrenç bir espiri yaptım. Ben bu espiriye gülmezdim ama onun gerçekten çok hoşuna gitti ,kıkırdayarak , “ Hiç şüphen olmasın tabi ki herkesi sallayacağız!” dedi. Almanca teşekkür ettim adamın gözleri parladı.İkimiz de çok mutlu olduk.
Scorpions İzmir Konserinden Notlar
Set list şu şekildeydi:
- Sting in the Tail
- Make It Real
- Is There Anybody There?
- The Zoo
- Coast to Coast
- Loving You Sunday Morning
- The Best Is Yet to Come
- Send Me an Angel
- Holiday
- Raised on Rock
- Tease Me Please Me
- Hit Between the Eyes
- Kottak Attack
- Blackout
- Six String Sting
- Big City Nights
- Encore:
- Still Loving You
- Wind of Change
- Rock You Like a Hurricane
Yaklaşık 1 saat 45 dk süren konser tam anlamıyla mükemmeldi ! Performansları muhteşemdi .Gruba yaşlı diyenlere inat adeta gençliklerini ilan ettiler sahnede! Sting in the Thail parçasıyla coşkulu bir giriş yaptılar konsere. Parçanın sonunda “İzmir iyi akşamlar!” diye Türkçe olarak bağırdı Mr. Meine! Alkışlar ve çığlıklar doldurdu İzmir Arena ‘yı. Bir de üzerine Türkçe teşekkür etti, çok mutlu olduk. Bu arada sahne önündeki seyirciler ve konser mekanı benden tam not aldı. Şarkılara katılım hiç azalmadı diyebilirim.Tanık olduğum hiç bir aşırılık da yaşanmadı. Scorpions,sahneye kurulan podyumun en ucuna kadar gelip seyircilere pena dağttı. Her an seyircilerle temastalardı. Eminim hala elini yıkamamış olan çok kişi vardır !
Send Me An Angel gibi slow parçalarda hep podyumda grup olarak durdular. Klaus Meine mikrofonunu seyirciye uzatıp şarkılara eşlik edilmesini istedi.Rudolf Schenker grubun en sıcak kanlı üyesiydi. Hem tanışma sırasında hem de konser sırasında hayranlarıyla olmaktan duyduğu mutluluk yüzünden okunuyordu. Konser sırasında resmen insanlar fotoğraf çeksin diye poz verdiler seyircilere. Mr. Kottak’ın muhteşem davul şovuna değinmemek olmaz...Kimi zaman platformla ,kimi zaman da vurduğu ritimlerle yükselen Kottak inanılmaz bir şov yaptı. Seyirciyi bölümlere ayırıp bize ses oyunu oynattı . Sağ kısım, orta kısımi ve sol kısım sırayla bağırdık, o da bize davulla uyum sağladı. Seyirciyi coşturdukça coşturdu. Sahnede kurulan ekranlara yansıyan görüntülerde onu güzel kadınlarla gördük.Bateri solosunun sonuna doğru ekranda Rudolf Schenker ‘a işkence yapan bir adam vardı. Elektirik verdiler adama gözümüzün önünde. İçim acımadı değil.Sahnede gösteriler videoda Rudolf’un gözlerinde demir perdeler vardı kan revan içindeydi. Video biter bitmez Rudolf sahneye videodaki demir perdeler ve kafasında sargılarla çıktı. Blackout parçasını çalıp seyirciye ses oyunları oynatmaya devam ettiler. Konser boyunca kollarımı aşağı indiremedim. Big city nights parçasında bize süpriz yapıp ekrana İzmir yazısı yazdılar. Şarkı bittikten sonra öne gelip selam verdiler ve kulise gittiler. Konserin bittiğini sanıp giden çok insan oldu.
Halbuki bitmemişti...Yeniden sahneye çıktıklarında. Klaus Meine”Scorpions sizi hala seviyor!” diye bağırdı ve Still Loving You parçasına giriş yaptılar. Çoğu insan bu şarkıyı İzmir’de dinlemeyi çok uzun zamandır bekliyordu. Ardından hiç durmadan Wind Of Change parçasına geçtiler. Klaus Meine şarkıda geçen ıslık bölümlerini kendisi çalarak bizi mutlu etti. Son 3 şarkıya katılım çok yüksekti. Rock You Like A Hurricane parçasında hepimiz gaza geldik, o kadar gaza geldik ki şarkı bittiğinde kalakaldık ,inanamadım… Şarkı bir anda bitti veya bana öyle geldi. Konserin bittiğini konserden sonra bile kabullenemedim .Gerçekten gittiğim en güzel konserlerden biriydi. Sahne arkasına girmeyi planlıyordum , ancak grup sahne arkasına bile geçmeyip direk arabalara bindi.El sallayarak mekandan ayrıldılar. Bu unutulmaz konserin ardından, ertesi gün otelden 11.30da çıkış yapıp İstanbul’a doğru yola çıktılar.
Şimdilik aktaracaklarım bu kadar bir başka konser ve tanışma yazısında görüşmek dileğiyle hoşçakalın!
Ayşegül Palamutcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.